Teneke işçiliği, gıda ve içecek ambalajlarının ötesine geçerek sanat eserlerine dönüşen bir zanaat. Ancak, teknolojinin gelişmesiyle birlikte bu zanaatın ustaları sayıca azalmaya başladı. Türkiye’nin tarihi ve kültürel zenginliklerinden biri olan teneke ustalığı, zamanla yok olma tehlikesiyle yüz yüze geldi. Ancak, bu geleneği yaşatmayı başaran birkaç anahtar ustadan biri olan Ahmet Yılmaz, yıllardır sürdürdüğü bu sanatı sadece ülkesinde değil, yurtdışında da tanıtarak ilgi odağı haline geldi.
Ahmet Yılmaz, ailesinin geleneksel teneke işçiliği mirasını devralarak, bu sanat dalında ustalaşmış bir zanaatkar. Üretim yaptığı atölye, annesi ve babasından kalan ve yıllardır süregelen bir iş. Yılmaz, “Bu sanat, sadece bir iş değil, bir yaşam biçimi. Tenekeyi eğmek, şekil vermek ve nihayetinde onu sanata dönüştürmek, yılların getirdiği bir birikimle birleşiyor,” diyor. Usta, sonsuz sabır ve özenle yaptığı ürünlerin her birinin, kendine has bir hikayesi olduğunu ifade ediyor.
Türkiye genelinde daha önce tanınmayan bu zanaat, Yılmaz’ın gayretleri sayesinde yurtdışında da ilgi görmeye başladı. Avrupa, Amerika ve uzak doğu ülkelerinde düzenlenen fuarlara katılarak, özellikle el yapımı eşyaların rağbet gördüğü bu pazarlarda eserlerini tanıtıyor. Yılmaz, “Yurt dışında insanlar, geleneksel ve el yapımı ürünlere daha çok değer veriyor. Bu da bizi heyecanlandırıyor,” diyor ve ekliyor: “Amacım, teneke işçiliğinin örf ve adetlerimizi temsil eden bir sanat dalı olduğunu daha geniş kitlelere anlatmak.”
Yılmaz, yalnızca geleneksel desenler değil; modern tasarımlar da üretiyor. “Geleneksel ve moderni harmanlayarak, çok yönlü bir koleksiyon oluşturuyorum,” diyor. Teneke tasarımlarında kullandığı malzemelerin kalitesi ve işçiliğin zarafeti, zamanla ilgililerin dikkatini çekiyor. Eserleri, müzelerin yanı sıra özel koleksiyoncular tarafından da ilgi görüyor. Ürünlerin arasında klasik lamba, dekoratif kutular ve mutfak eşyaları yer alıyor. Ahmet Yılmaz’ın atölyesinde yapılan her parça, titizlikle işleniyor ve detaylara büyük önem veriliyor.
Yılmaz, ulusal ve uluslararası arenadaki başarısını sosyal medya aracılığıyla da artırmış durumda. Özellikle Instagram’da paylaştığı iş süreçleri ve bitmiş eserler, takipçilerinden büyük ilgi görüyor. “Sosyal medya, işimizi geniş kitlelere ulaştırmanın en etkili yolu. Yaptığım her işi sergilemek, farkındalığı artırmak için önemli,” diyor. Hedefinin yalnızca satış yapmak değil, aynı zamanda bu geleneği gelecek nesillere aktarmak olduğunu vurguluyor.
Son yıllarda, teneke işçiliği, sürdürülebilir ve doğa dostu ürünlere olan talep artışıyla yeniden değerlendirilmeye başlandı. Yılmaz, “İnsanlar artık daha az plastik kullanımına yöneliyor ve doğal malzemelere ilgi duyuyor. Bu da teneke işçiliğine olan ilgiyi artırıyor,” şeklinde belirtiyor. Ahmet Yılmaz, tenekeden ürettiği ürünleriyle hem çevre dostu hem de estetik bir alternatif sunarak, bu talebe cevap vermekte kararlıdır.
Ahmet Yılmaz, genç nesillere bu sanatı öğretmek için de çeşitli kurslar düzenliyor. “Geleneksel sanatlarımızın unutulmaması için gençlere bu sanatı sevdirmek ve öğretmek istiyorum. Kendi mesleğimdeki tecrübeleri aktarırken, onların da yeni fikirler üretmesini sağlamak önemli,” diyor. Yılmaz, böylelikle hem kendisi gibi ustaların mirasını yaşatmayı hem de yeni yeteneklerin yetişmesini hedefliyor.
Sadece bir iş yapmanın ötesinde, Ahmet Yılmaz, teneke ustalığını bir tutku ve yaşam tarzı olarak benimsiyor. Bir gün tükenmeyen bir miras bırakma arzusuyla çalışırken, hem kendi geçmişine saygı duruşunda bulunuyor hem de geleceğin sanatçılarını yetiştiriyor. Ahmet Yılmaz, geleneksel teneke işçiliğinin sadece bir meslek değil, bir huzur kaynağı olduğuna inanıyor. Her parçası, kendi hikayesini anlatan bu sanat dalı, Türkiye’nin kültürel zenginlikleri arasında yer almayı sürdürüyor.