Son yıllarda dolandırıcılık yöntemlerinde yaşanan yeni gelişmeler, toplumda büyük bir şok etkisi yarattı. Şeytani bir plan dahilinde, bir grup dolandırıcı, kadınları hedef alarak sahte hamilelik senaryoları oluşturup, dolandırıcılık faaliyetlerinde bulundu. Bu tür olaylar, özellikle kadınların zayıf noktalarını kullanarak gerçekleştirilmesi bakımından oldukça kaygı verici.
Olay, ilk olarak birkaç hafta önce bazı kadınların, kendilerine tanıtılan "hamilelik destek programları" aracılığıyla dolandırıldığını bildirmesi ile ortaya çıktı. Dolandırıcılar, internet üzerinden pazarladıkları ürünlerle ve sahte sağlık hizmetleri ile hedeflerine ulaşıyorlardı. Kadınlara, çeşitli bahanelerle ilaçlar veriliyor, bu ilaçların hamilelik izlenimi yaratacak yan etkileri olduğu söyleniyordu. Kadınlar, kendilerini hamile hissetmeye başladıklarında, dolandırıcılar bu durumu kendi lehlerine kullanarak onları aramaya başlıyordu.
Yine elde edilen bilgilere göre, dolandırıcılar, hamile kadınları “desteklemek” amacıyla sahte sağlık kontrolleri ve kürtaj hizmetleri sunduklarını iddia ediyorlardı. Gerekli testlerin yapılmadığı, ayrıca gerçek tıbbi uygulamalarla hiçbir ilgisi olamayan bu yöntemler, mağdurlar için sosyal ve psikolojik travmalar yarattı. Hamilelik kaygısı ile dolmuş zihinler, bir yandan gerçek sağlık problemleriyle yüzleşirken, diğer yandan da dolandırıcıların tuzağına düşüyorlardı.
Yardım talep eden kadınların durumu, ülkede derin bir tartışmaya neden oldu. Mağdurlar, yaşadıkları psikolojik travmanın yanı sıra, maddi kayıplarının da farkındaydılar. Dolandırıcıların, kadınları nasıl manipüle ederek tuzaklarına düşürdüğü, onlar tarafından anlatılan hikayelerde somut örneklerle gözler önüne serildi. Bir mağdur, “İlk başta sadece bir ilaç almıştım. Sonrasında yaşadıklarım beni derinden sarstı,” diyerek yaşadığı dehşeti paylaştı.
Görünen o ki, dolandırıcılık ağının boyutları daha önce düşünülenden çok daha büyük. İşlemlerini organize bir şekilde gerçekleştiren dolandırıcılar, oluşturdukları sahte kimlikler ve kullandıkları sosyal medya hesapları ile her geçen gün daha fazla mağdur elde etmeye çalışıyordu. Kadınların kendilerini yalnız hissetmeleri, dolandırıcılara bir fırsat sundu. Yetkililer ise bu olaya karşı sert önlemlerin alınması için uyarılarda bulunmuş, dolandırıcılık yapısının çözülmesi adına gerekli adımların atılacağı sözünü vermiştir.
Bu olayın olmadığı bir toplum için toplumun dayanışması ve kadınların güçlendirilmesi büyük önem taşıyor. Mağdurların başlarına gelen olayları açıkça paylaşabilmeleri ve gereken destek mekanizmalarına ulaşabilmeleri, bu tür dolandırıcılıkların önlenmesi için kritik aşama. Ülkemizdeki sağlık sisteminin, bu tür sahtekarlıklara karşı duyarlı hale gelmesi ve kadınların haklarını koruması gerekmektedir. Özellikle psikolojik destek hizmetleri ve bilgilendirme çalışmaları, bu gibi durumların üstesinden gelinmesinde önemli role sahiptir.
Sonuç olarak, dolandırıcılara karşı olan bu durumu itiraf eden kadınların cesareti, yalnızca kendilerine değil, aynı zamanda toplumun diğer kesimlerine de nasıl bir etki sağladığını unutmamak gerekiyor. Toplumun bu tür sorunları göz ardı etmemesi ve gerekli bilinçlendirme çalışmalarını güçlü bir şekilde yapması, dolandırıcılıkla mücadelede en büyük silahımız olacaktır. Kadınları hedef alan böyle bir vurgunun yaşanmaması için herkes aynı duruşu sergilemeli, mağdurların yanında yer almalıdır.