İstanbul, son dönemde siyasi ve sosyal olayların merkezi haline geldi. Şehrin çeşitli bölgelerinde faaliyet gösteren bazı belediyelere yönelik yapılan DHKP-C operasyonu, dikkatleri yeniden gündeme taşıdı. Operasyonun merkezinde ise eski başkan Şükrü Genç'in isminin geçmesi, ulusal gündemde önemli bir etki yarattı. Şükrü Genç, yıllarca CHP’den Beşiktaş Belediye Başkanlığı yapmış, halkın arasında sevilen bir isim olarak tanınmıştı. Ancak şimdi bu imaj, yaşanan gelişmelerle sarsılmış durumda.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, güvenlik güçleri tarafından yapılan operasyonda, benzer şekilde daha önceki dönemlerde DHKP-C terör örgütüyle ilişkili olduğu tespit edilen kişilere yönelik geniş çaplı bir gözaltı gerçekleştirdi. Operasyon kapsamında birçok kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar arasında yer alan Şükrü Genç, bir zamanlar yönetiminde bulunduğu Beşiktaş'taki belediye işleyişinin ayrıntılarıyla ilişkilendirildi. Bu gelişmeyle beraber, eski bir siyasi figürü hedef alan açıklamalar, toplumda ciddi bir infial uyandırdı.
Yetkililerden edinilen bilgilere göre, Şükrü Genç’in belediye başkanlığı döneminde DHKP-C ile bağlantılı yapılara sıcak baktığı ve onlarla çeşitli işbirlikleri içerisine girdiği öne sürülüyor. Bunun yanı sıra, Genç’in aldığı kararların bazılarınca eleştirildiği ve bu nedenle de bazı kesimlerde "çizilen portre"nin olumsuz yönde etkilendiği iddiaları ortaya atıldı. Söz konusu operasyon, yalnızca Şükrü Genç’i değil, birçok siyasi ve idari figürü de hedef alarak yatırımların ve toplumsal düzenin yeniden gözden geçirilmesini sağlıyor.
İstanbul’daki bu gelişmeler, siyasi arenada ve halk arasında büyük bir yankı buldu. DHKP-C operasyonunun geniş çaplı olması, toplumu daha derinlemesine düşünmeye yönlendirdi. Her kesimden vatandaş, yönetimden, güvenlik güçlerinin politikasına kadar birçok konuda farklı görüşler açıklamaya başladı. Şükrü Genç’i destekleyenler, operasyonu “siyasi bir kumpas” olarak nitelendirirken, karşıt görüşler ise bu durumun “gereken adımların atılmasının bir işareti” olduğunu savundu. Her iki kesim de olayın büyüklüğünün, yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmayıp Türkiye’nin siyasi geleceğini de etkileyeceğini biliyor.
Operasyon, İstanbul halkı için yalnızca bir siyasi skandaldan öte önem taşıyor. Halkın güvenliği, yönetimdeki halk ilişkileri ve yerel yönetimlerin işleyiş şekli, gündemin ana konusu haline geldi. Benzer olayların yaşanması, halkın yerel yönetime olan güvenini zedelerken, bu tarz operasyonların sıklıkla yaşanması durumunda sosyal tepkilerin de artacağı tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra, gündemi sarsan bu tür sorunlarla ilgili önleyici tedbirlerin alınması gerektiği yönünde fikirlerin hızla yayılmaya başladığı görülüyor.
Sonuç olarak, İstanbul’da gerçekleşen DHKP-C operasyonu ve Şükrü Genç’in gözaltına alınması, sadece ilgili şahısların değil, Türk siyasi yapısının tamamını etkileyebilecek bir durum olarak öne çıkıyor. Yerel yönetimlerin bu noktada nasıl bir tutum sergileyeceği ve toplumun bu konuda nasıl bir tepki vereceği, gelecek dönemde belirleyici olacaktır. Herkesin gözü bu operasyonda, kirli ilişkilerin açığa çıkarılması ve toplumsal güvenliğin sağlanmasının ne derecede başarılacağına çevrildi.