İstanbul Başsavcılığı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun seçim dönemi afişlerine yönelik bir yasak kararı aldı. Bu gelişme, Türkiye'nin siyasi atmosferinde yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyecek gibi görünüyor. İmamoğlu, sosyal medyada gündem olan bu yasak kararına karşı tepkilerini dile getirirken, muhalefet cephesi de bu durumu çıkarlarını korumanın bir aracı olarak değerlendiriyor. Yasak kararı, yerel ve ulusal medyada geniş bir yankı uyandırdı ve sosyal medya üzerinde de çeşitli tepkilere neden oldu.
Yasak kararının verilmesinin ana sebebi, afişlerde kullanılmış olan bazı içeriklerin toplumu yanıltıcı bir biçimde bilgilendirdiği iddialarına dayanıyor. Başsavcılık, bu içeriklerin seçim sürecinde seçmenlerin tercihlerini etkileyebileceği ve demokratik sürece olumsuz bir etki yapabileceği gerekçesiyle özellikle sosyal medya üzerinden sahte bilgi yayma riskine vurgu yaptı. Ekrem İmamoğlu, bu suçlamalara karşı çıkarak, afişlerin tamamen yasal çerçevede hazırlandığını ve kamuoyunu bilgilendirme amacını taşıdığını belirtti.
Bu yasak, İmamoğlu ve destekçileri arasında büyük bir tepkiyle karşılandı. İmamoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlarla yasak kararının antidemokratik olduğunu dile getirirken, “Bu yasak, halkın iradesine ve özgür ifadesine yapılan bir saldırıdır” ifadelerini kullandı. Muhalefet partileri de İmamoğlu’nun yanında yer alarak, hükümetin baskıcı politikalarına karşı durma çağrısında bulunuyor. Bu durum, İstanbul'da yükselen politik tansiyonun da bir yansımasını oluşturuyor. Siyasi yorumcular, bu gelişmenin yerel seçimler öncesi muhalefetin pozisyonunu güçlendirebileceği görüşündeler.
Olayın bir diğer yanı ise, medya mensuplarının ve sanatçıların da karara karşı durarak destek vermesi. Sosyal medya platformlarında ‘#İmamoğluYalnızDeğil’ etiketi altında bir kampanya başlatıldı. Bu kampanya, yalnızca afişler üzerinden değil, genel olarak ifade özgürlüğü konusunu gündeme taşıdı ve pek çok kişi kendi görüşlerini özgürce ifade etmenin önemi üzerinde durdu. İmamoğlu’nun destekçileri, yasak kararı üzerinden başka bir gündemi de öne çıkarmış durumda: medya sansürü ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması.
Başsavcılığın aldığı bu yasak kararı, hukuksal açıdan da tartışmalara yol açmış durumda. Hukukçular, bu tür yasakların Anayasa’nın 26. maddesi ile güvence altına alınmış olan düşünce ve kanaat özgürlüğüne aykırı olduğunu savunuyor. Ülke genelinde ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü üzerine yapılan tartışmaların daha da alevlenmesine neden olması bekleniyor. Ekrem İmamoğlu ve ekibinin alacakları hukuki adımlar, sürecin nasıl ilerleyeceği konusunda belirleyici olacak.
Sonuç olarak, Başsavcılığın bu yasak kararı, sadece İstanbul'da değil, tüm Türkiye'deki siyasi dinamikler üzerinde etkili olabilecek bir gelişme. Hem muhalefet hem de iktidar partisi için sonuçları olup olmayacağını zaman gösterecek. Ancak, İmamoğlu’nun bu süreçte nasıl bir duruş sergileyeceği ve kamuoyunu nasıl etkileyebileceği, önümüzdeki günlerin önemli bir gündem maddesi olmaya devam edecek. Bu yasaklanan afişlerin ardında yatan gerçekler ve halkın tepkisi, seçim atmosferinde belirleyici olacağa benziyor.