Türkiye ve Rusya, diplomatik ilişkilerini 105 yıl önce, 1923’te kurmuşlardı. O zamandan bu yana her iki ülke arasında pek çok iniş çıkış yaşandı. Ancak son yıllarda bu ilişkilerin yeniden şekillendiğine ve güçlendiğine şahit olmaktayız. Jeopolitik konumu ile dikkat çeken Türkiye, hem doğu hem de batı arasında bir köprü işlevi görürken, Rusya ise enerji ve askeri alanlarda bölgesel bir güç olmaya devam ediyor. 105’inci yıl dolayısıyla yapılan değerlendirmeler, bu iki ülkenin ilişkilerinin geleceği hakkında önemli ipuçları vermekte.
1923 yılında kurulan diplomatik ilişkiler, iki ülke için de önemli bir dönüm noktasıydı. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler farklı bir boyut kazandı. 1990’ların başında yaşanan bu dönüm noktası ile birlikte iki ülke arasındaki ticaret hacmi artmaya ve ekonomik işbirlikleri çeşitli sektörlerde gelişmeye başladı. Dönemin hükümeti, Rusya ile olan ilişkilerini geliştirmek amacıyla çeşitli adımlar attı ve bu durum, iki ülkenin uluslararası ilişkilerdeki stratejik konumlarını güçlendirdi. Özellikle enerji alanında yapılan anlaşmalar, iki ülkenin yakınlaşmasının temel nedenleri arasında yer aldı. 2000’li yıllarda, ticaret hacminin artmasıyla birlikte, siyasi ilişkilerin de güçlendiği gözlemlenmeye başladı.
Rusya'nın Türkiye için önemli bir enerji kaynağı olduğu düşünülürse, bu ilişkilerin önemi bir kat daha artıyor. Türk Akımı ve Akkuyu Nükleer Santrali projeleri, iki ülkenin enerji alanındaki işbirliğinin somut örnekleri olarak öne çıkıyor. Bu projeler, Türkiye’nin enerji bağımsızlığına katkıda bulunurken, aynı zamanda Rusya’nın enerji ihracatını artırmasına da olanak tanıyor. Dolayısıyla, ekonomik açıdan derinleşen ilişkiler, siyasi diyalogları da olumlu yönde etkilemektedir.
Günümüzde, Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkiler birçok boyutta derinleşmiş durumda. Suriye meselesi, iki ülkenin işbirliği yaptığı en kritik konulardan biri. Her ne kadar farklı görüşlere sahip olsalar da, Suriye'deki çatışmaların çözümü noktasında birlikte hareket etmeleri, ilişkilerinin ne kadar karmaşık ve iki taraf için de hayati olduğunu göstermektedir. Ayrıca, Kafkaslar ve Orta Asya'daki gelişmeler, iki ülkenin stratejik ortaklıklarını daha da güçlendiriyor.
Bununla birlikte, iki ülke arasındaki ilişkilerin sadece işbirliklerinden ibaret olmadığını belirtmekte fayda var. Zaman zaman siyasi gerilimlerin de yaşandığı bir süreç söz konusu. Özellikle son yıllarda uluslararası konjonktürde meydana gelen değişiklikler, Türkiye ve Rusya'nın dış politikalarını etkilemektedir. Her iki ülke de NATO ve ABD ile olan ilişkilerini dengede tutmaya çalışırken, bölgesel problemler karşısındaki tutumları ise dikkat çekici bir denge örneği sunmaktadır.
Özellikle, güvenlik alanındaki iş birliği anlaşmaları ve askeri tatbikatlar, iki ülkenin military ilişkilerinin ne denli derinleştiğinin bir göstergesi. Ancak bu durum, bölgedeki diğer aktörlerle olan ilişkilerde zaman zaman sorunlara yol açabilmektedir. Her iki ülkenin de kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri, beraberinde bazı zorlukları da getirmektedir.
Diplomatik ilişkilerin 105’inci yılı dolayısıyla yapılan değerlendirmeler, Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceği açısından umut verici bir tablo çiziyor. İki ülkenin de stratejik ortaklıklarını daha da güçlendirme arzusunda olmaları, özellikle enerji, ticaret ve güvenlik alanındaki işbirliklerinin devam edeceği yönünde işaretler vermektedir. Ancak bunun yanında, uluslararası siyasetin dinamik doğası gereği, her iki ülkenin de dikkatli adımlar atması ve ilişkilerini sürekli olarak gözden geçirmeleri gerekmektedir.
Sonuç olarak, Türkiye-Rusya ilişkileri, tarih boyunca inişli çıkışlı bir seyir izlemiş, ancak günümüzde stratejik bir denge unsuru haline gelmiştir. Jeopolitik konumları ve ekonomik bağımlılıkları, bu iki ülkenin ilişkilerindeki gelişmelerin gelecekte de önemli bir yere sahip olacağını göstermektedir. Diplomatlar ve uzmanlar, bu ilişkilerin geleceğini değerlendirmeye devam ederken, Türkiye ve Rusya'nın uluslararası arenada daha fazla işbirliği yapma potansiyeli de göz ardı edilmemelidir.