Son yıllarda psikoloji ve biyoloji alanındaki araştırmalar, bireylerin doğum tarihinin psikolojik sağlık üzerinde etkili olabileceğini göstermektedir. Yapılan son bir araştırma, erkeklerin doğduğu ayın, onların gelecekte depresyon yaşama olasılığını etkilediğini ortaya koydu. Bu bilimsel çalışma, doğum tarihleri ile mental sağlık arasındaki bağlantıyı ilk kez bu denli net bir şekilde ortaya konmuştur. Araştırmaya göre, özellikle belirli aylarda doğan erkekler, depresyon gibi ruhsal bozukluklara daha yatkın hale gelmektedir. Peki bu durumun nedenleri nelerdir? Hangi aylarda doğan erkekler bu riskle daha fazla karşı karşıya geliyor? Tüm bu soruların cevapları, araştırmanın detaylarında yer alıyor.
Depresyon, yalnızca ruh hali üzerinde değil, aynı zamanda fiziksel sağlık üzerinde de derin etkileri olan bir mental hastalıktır. Erkeklerde depresyon belirtileri çoğunlukla motivasyon eksikliği, uyku bozuklukları, iştah değişiklikleri ve genel bir karamsarlık hali olarak kendini gösterir. Ancak erkekler, toplum içinde daha az duygu gösterme eğiliminde oldukları için bu belirtileri gizleyebilirler. İşte bu noktada doğum ayının etkisi ortaya çıkmaktadır. Araştırmalar, mevsimsel değişikliklerin ve çevresel faktörlerin, bireylerin psikolojik durumunu etkileyebileceğini göstermektedir. Özellikle karanlık ve soğuk havalar, bazı bireylerin ruh halinde olumsuz değişikliklere yol açabilir. Kadınlar ise belirli mevsimlerde daha fazla etkilenirken, erkeklerin ruhsal durumları doğum aylarına göre değişiklik göstermektedir.
Yapılan araştırmalar, özellikle kış aylarında (Aralık, Ocak, Şubat) doğan erkeklerin depresyon riskinin daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu dönemde doğanların, genel olarak doğanın daha az ışıkla karşılaştığı ve doğanın uyanma süreçlerinin yavaşladığı bir zaman aralığına denk gelmesi, psikolojik etkilere yol açmaktadır. Ayrıca kış aylarında doğan çocukların, yaşadıkları çevre ile ilgili pozitif uyarıcı bulma olasılığı yaz aylarında doğanlara göre daha azdır. Doğanın sunduğu doğal ışık ve ılıman havalar, ruh halinin olumlu yönde etkilenmesini sağlar. Özellikle yaz aylarında (Haziran, Temmuz, Ağustos) doğan erkekler, genellikle daha sosyal, daha aktif ve duygusal olarak daha dengeli bir birey olma eğilimindedir. Bu durum, onları depresyon riskine karşı daha dayanıklı hale getirir.
Özetle, bu araştırma, doğum ayının erkeklerin ruh sağlığı üzerinde önemli bir etkiye sahip olabileceğini göstermektedir. Elbette, bireylerin yaşadıkları çevre, aile yapısı ve kişisel deneyimleri de büyük rol oynamaktadır. Ancak bu bilimsel veriler, doğum tarihinin psikolojik sağlık üzerine etkisini göz önünde bulundurarak, toplumsal bilinçlenmeyi artırabilir ve erkeklerin ruhsal sağlıklarını korumaya yönelik daha fazla önlem almalarını sağlayabilir.