Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Ermenistan'a yönelik dikkat çekici bir çağrıda bulunarak, ülkenin anayasa çalışmalarında zaman kaybetmeden adım atması gerektiğini vurguladı. Aliyev, bu çağrıyı, iki ülke arasında süregelen gerginliklerin ve sınır sorunlarının çözümü için bir fırsat olarak değerlendirdi. Bu bağlamda, Ermenistan’ın ulusal yasalarını yeniden gözden geçirmesi ve bölgesel barışın sağlanması adına daha açık bir tutum sergilemesi gerektiğini ifade etti.
Bu açıklamalar, Azerbaycan ve Ermenistan arasında uzun süredir devam eden çatışmaların ve siyasi krizlerin çerçevesinde geldi. Aliyev, Ermenistan'ın içindeki siyasi belirsizliklerin barış sürecine engel teşkil ettiğini belirterek, anayasanın geliştirilmesiyle birlikte bu belirsizliklerin aşılabileceğini belirtti. Aynı zamanda, Türkiye'nin de bu süreçteki rolünün önemli olduğunu vurgulayan Aliyev, Ankara-Erivan ilişkilerinin güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Ermenistan'daki yeni yönetimin, iç çekişmelerden kurtulup dış politika alanında daha yapıcı bir tutum sergilemesi gerektiği mesajını veren Aliyev, bu durumu bölgedeki istikrar için hayati önemde gördüğünü açıkladı. Son yıllarda Karabağ sorunu etrafında gelişen olaylarla birlikte, her iki ülkenin de güvenlik ve sosyo-ekonomik sorunlarını kalıcı bir şekilde çözmesi için anlaşmalar yapmasının önemine dikkat çekti. Anayasa çalışmalarının bir temel oluşturduğu bu süreçte, vatandaşların yaşayacağı zorlukların hafifletilmesi için gereklilik duyulduğuna inandığını belirtti.
Aliyev, Ermenistan'ın anayasa değişiklikleri aracılığıyla bölgedeki barış ve istikrarı kalıcı hale getirebileceğini düşünüyor. Mevcut durumun, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda Güney Kafkasya'daki genel siyasi atmosferi de etkilediğini dile getiren Aliyev, Ermenistan’ın yapısal reformlarla bu durumu değiştirebileceğini öne sürdü. Bu gelişmeler, sadece Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki ilişkileri etkilemekle kalmayacak, aynı zamanda diğer komşu ülkelerle, özellikle Türkiye ve İran ile olan ticari ve diplomatik ilişkileri de olumlu yönde şekillendirecektir.
Uzmanlar, Aliyev’in bu çağrısının, hem bölgesel hem de global ölçekte yankı bulabileceği konusunda hemfikir. Yerel ve uluslararası aktörlerin, iki ülke arasında daha fazla diyalog ve iş birliğine yönlendirilmesi, uzun vadede bölgeye barış ve istikrar getirebilir. Bu tür önemli adımların atılması, geçmişten gelen düşmanlıkların yerini anlayışa ve iş birliğine bırakmasına yardımcı olabilir. Özellikle, Ermenistan’ın mevcut hükümetinin bu tür reformlara açık olup olmayacağı ise ilerleyen dönemde netlik kazanacak bir konu olarak öne çıkar.
Kısaca, Aliyev’in Ermenistan’a yönelik anayasa çağrısı, bölgedeki tüm aktörler için önemli bir fırsat olarak değerlendirilmektedir. Uzun süreli bir barış için yapı taşlarını oluşturan bu adımların, iki ülke ilişkilerinin yanı sıra bölgenin genel siyasi iklimini de değiştirmesi beklenmektedir. Zaman kaybetmeden hareket edilmesinin elzem olduğu bu süreçte, tüm tarafların yapıcı ve barışçıl bir yaklaşım benimsemesi, gelecekte yaşanacak olası ihtilafların önlenmesinde kritik bir rol oynayacaktır.